Gümüşhane'nin 21 Yıllık Ramazan Geleneği: Yoldan Geçen Herkese Sıcacık Bir İftar!

Ramazan ayı, bereketin, paylaşmanın ve dayanışmanın en güzel yaşandığı dönemlerden biri... Türkiye'nin birçok köşesinde farklı iftar gelenekleri yaşatılıyor. Ancak Gümüşhane’nin Kırıklı köyünde tam 21 yıldır süregelen bir gelenek var ki, görenleri duygulandırıyor!

Her yıl Ramazan ayında, Gümüşhane-Erzincan kara yolundan geçen herkes, bir köyün misafiri oluyor. Yolda duran araçların sürücüleri ve yolcuları iftar saatinde durduruluyor ve onlara ücretsiz sıcak yemek ikram ediliyor. İşin en güzel yanı ise, bu yemeklerin tamamen gönüllü köylüler tarafından hazırlanması!

Peki, bu anlamlı gelenek nasıl başladı? Kimler bu sofraya oturuyor? Ve nasıl oluyor da 21 yıl boyunca hiç ara verilmeden devam ettiriliyor? İşte, Türkiye’nin belki de en samimi, en içten Ramazan hikayelerinden biri...

Her Şey Bir Kamyon Şoförünün Peynir Ekmeğiyle Başladı

Tarih 2004… Ramazan ayının bir akşamında, Kırıklı köyünün dönemin muhtarı olan Alim Aşkın, yoldan geçen bir kamyon şoförünün iftar saatinde yol kenarında durduğunu fark etti. Merak edip yaklaştığında, adamın kamyonunun içinde bir parça peynir, birkaç dilim ekmek ve birkaç zeytinle iftarını açtığını gördü.

Bu görüntü, Alim Aşkın’ın yüreğine dokundu. Köydeki imkanların sınırlı olmasına rağmen, herkesin el ele vererek böyle insanların iftarını daha güzel kılabileceğine inandı. Ve o gün, "Bizim soframız sadece köylülerimize değil, bu yoldan geçen herkese açık olsun!" diyerek Gümüşhane’nin en anlamlı Ramazan geleneklerinden birinin temelini attı.

Bugün, Alim Aşkın artık aramızda değil. Ancak onun başlattığı bu güzel miras, Kırıklı köyü halkının elinde büyüyerek devam ediyor.

Her Akşam Bir Şenlik Gibi: Yoldan Geçen Herkese İftar Sofrası

Kırıklı köyü, Gümüşhane-Kelkit-Köse yol ayrımında, ana kara yolunun tam ortasında bulunuyor. Yani Ramazan ayında buradan her gün yüzlerce araç geçiyor. İftar saati yaklaştığında ise köy halkı, yol kenarında beklemeye başlıyor.

Ve ezan vakti geldiğinde...

Duracak bir araç aranmıyor, çünkü zaten birçok kişi bu güzel sofrayı biliyor ve iftara yetişmek için burada durmaya niyetleniyor. İftara birkaç dakika kala, köylüler ellerinde tabaklarla hazır bekliyor. Tencereler kaynıyor, sıcak çorbalar dağıtılıyor, hurmalar, pideler sofraya konuyor.

Gelen misafirler için hiçbir ayrım yapılmıyor. Kimi Trabzon’dan, kimi Erzincan’dan, kimi ise daha uzak bir şehirden buraya tesadüfen denk geliyor. Ama ortak olan tek şey, herkesin aynı sofrada aynı dua ile orucunu açması!

Vali de İlk İftarını Burada Açtı!

Bu yıl geleneğe katılan isimler arasında Gümüşhane Valisi Aydın Baruş da vardı. Köy halkıyla birlikte Ramazan’ın ilk iftarını açan Baruş, yaptığı konuşmada bu geleneğin insanları birleştirdiğini ve Ramazan ruhunu en güzel şekilde yaşattığını belirtti:

"Bu iftar sofrası sadece bir yemek masası değil, bir kardeşlik sofrası. Burada yan yana oturan insanlar belki daha önce hiç tanışmadılar ama aynı ekmeği bölüşmenin huzurunu yaşıyorlar. 21 yıldır süren bu güzel geleneğin devam etmesini diliyorum."

Yemekler Gönülden, Masraflar Gönüllülerden!

Bu büyük sofranın en dikkat çeken yanı, tüm masrafların köylüler tarafından karşılanması! Hiçbir kurumdan ya da devletten özel bir fon alınmıyor. Maddi imkanı olan köylüler, bu hayra ortak olmak için katkıda bulunuyor.

Kimi sıcak yemek yapıp getiriyor, kimi ekmek bağışlıyor, kimi çay demleyip dağıtıyor…

Ve işin en güzel yanı, bunu yaparken kimse kendini zorunlu hissetmiyor. Gönülden gelen bir destek, gönülden yapılan bir ikram!

Kırıklı köyünün yeni muhtarı Fikret Bulut da bu mirası yaşatmak için elinden geleni yapıyor.

"Alim hocamızın başlattığı bu güzel geleneği biz de sürdürüyoruz. Onun ruhu şad olsun. Bugün burada binlerce insana iftar açtırıyorsak, onun sayesinde. Biz de bu bayrağı devraldık ve devam ettireceğiz." diyor.

“İftar İçin Buraya Geliyorum!”

Bu gelenekten haberdar olan ve özellikle iftara burada denk gelmeye çalışan sürücüler de var. Trabzon’dan Kelkit’e giden kamyon şoförü Serkan Kaya da bunlardan biri:

"Burada ilk kez iftar yaptığımda şaşırmıştım. Yol kenarında bir köy ama tam bir misafirperverlik örneği! O günden sonra Ramazan ayında bu yolu kullanıyorsam iftara buraya yetişmeye çalışıyorum. Çünkü burada herkes aile gibi. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.”

Serkan Kaya gibi birçok sürücü, Ramazan ayında Kırıklı köyüne uğrayarak iftarlarını burada açıyor.

Bir Sofra, Bir Dua, Bir Bereket…

Kırıklı köyünde yaşanan bu Ramazan geleneği, aslında tüm Türkiye’ye büyük bir mesaj veriyor: Paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu, birlikte yemek yemenin insanları nasıl kaynaştırdığını gösteriyor.

21 yıldır süren bu iftar geleneği, her geçen yıl daha da büyüyor. Sadece bir tabak yemek değil, bir kardeşlik sofrası kuruluyor burada…

Ve belki de en anlamlı olan şey, bu sofranın arkasında ne bir kurum ne de bir şirket var. Sadece içten gelen bir iyilik, sadece Ramazan’ın bereketine inanan bir grup insan…

Daha kaç yıl devam eder bilinmez, ama bir gerçek var ki; Kırıklı köyünün Ramazan sofrası, yolun ortasında ama herkesin gönlünde bir yerde…

Bu güzel geleneğin tüm Türkiye’ye yayılması dileğiyle…